14. Hz. Muhammed’in Muâz b. Cebel’e Talimatı

Hz. Peygamber hicretin 9. yılında (m. 630) Muâz b. Cebel’i Ebû Mûsâ el-Eş’arî ile birlikte Yemen’e elçi, zekât memuru ve kadı sıfatıyla gönderdi. Ona görevini yaparken dikkat etmesi gereken hususlarda bazı talimatlar verdi ve nasihatlerde bulundu. Hz. Peygamber’in Muâz’a verdiği talimatnâmede şu hususlar yer almaktaydı:

“Bismillâhirrahmânirrahîm. Bu, Allah’ın elçisi Muhammed b. Abdullah’tan işlerini yürütmekle görevlendirdiği Muâz b. Cebel’e ve Yemen halkına bir ahidnâmedir. Ben ona Allah’tan korkmasını, Allah’ın kitabına ve Resûlünün sünnetine göre hareket etmesini emrettim. Onların işlerini yürütmek için gayret eden iyiliğe iyilikle karşılık veren, kötülük yapanları engelleyen bir babaları olsun. Ben size Muâz’ı bir rab (mutlak otorite sahibi) olarak değil, size bir kardeş, bir öğretmen, Yüce Allah’ın emirlerini tatbik eden, hak ve sorumluluklarını bilen biri olarak gönderdim. O halde siz de ona gizli ve açık, her hal ü kârda itaat edin. Eğer bir hususta şüpheye ve anlaşmazlığa düşerseniz bunu Allah’ın hükümlerine ve kitabına göre halledin. Yine ihtilafa düşerseniz eğer Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsanız onu Allah’a ve Resûlü’ne havale ediniz. Zira bu, sizin için çok daha uygun ve daha güzeldir.

Ona Rabbinin yoluna hikmet ve güzel sözlerle davette bulunmasını, Allah’ın rızasını gözetmesini, Allah için öfkelenmesini emrettim. Kim Allah’tan başka ilah olmadığına ve Hz. Muhammed’in onun kulu ve elçisi olduğuna şehadet eder ve İslâm’a gönülden bağlanırsa bütün Müslümanların sahip oldukları hak ve sorumluluklara sahip olur. Kim İslâm’ı kabul etmeyip kendi dininde kalır ve cizyesini öderse onun dinine ve inancına asla müdahale edilmez. O, Allah’ın, Resûlü’nün ve bütün mü’minlerin himayesi altına girmiş olur. Canı, malı emniyet altına alınır. Sadece gücü yettiği kadar sorumlu tutulur. Dinini terk etmesi için asla zorlanamaz, baskı yapılamaz. Allah onu gözetir ve korur. Kim İslâm’a ve Müslümanlara karşı cephe alırsa onunla savaşılır. Malları ve ailesi ganimet alınır. Bu ganimetin beşte biri (Humus) Allah için ayrılır.

Müslümanların mallarından zekât al... (Bu arada hangi mallardan ne kadar zekât alınacağı açıklanmaktadır). Zekât memurları normalden fazla tahsile yönelmesinler.”

Muhammed Hamidullah 1965. el-Vesâiku’s-siyâsiyye, Beyrut, s. 213-214.

Hz. Peygamber Muaz b. Cebel’i Yemen’e uğurlarken aralarında şöyle bir konuşma geçti:

— Sana halledilmek üzere bir mesele getirildiği zaman nasıl hüküm verirsin?
— Allah’ın kitabına göre hüküm veririm.
— Ya aradığını Kur’ân’da bulamazsan?
— O zaman Resulullah’ın sünnetine göre hükmederim.
— Ya Sünnette de o mesele ile ilgili bir hüküm bulamazsan ne yaparsın?
— Ya Resûlallah! Bu durumda aklımla, kendi içtihadımla hükmederim.

Hz. Peygamber (sav) bu cevaba çok sevindi ve ellerini kaldırıp “Resûlullah’ın elçisini Resûlullah’ın razı olduğu şeye muvaffak kılan Allah’a hamdolsun!” diye memnuniyetini ifade etti.

İbn Sa’d 1388/1968. et-Tabakâtü’l-kübrâ, nşr. İhsan Abbas, I-IX, Beyrut, III, s. 584.
Ebû Dâvûd 1413/1992. es-Sünen, I-V, İstanbul, “Akziye”, 11.
Tirmizî 1413/1992. es-Sünen, I-V, İstanbul, “Ahkâm”, 3.

Hz. Peygamber (sav) daha sonra Muâz’a şu tavsiyelerde bulundu:

Yâ Muaz! Sen ehl-i kitap bir kavme gidiyorsun. Onları evvela Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna iman etmeye davet et. Şayet bunu kabul ederlerse onlara Allah’ın her gün beş vakit namazı emrettiğini söyle. Şayet bunu yerine getirirlerse o zaman Allah’ın kendilerine zenginlerden alıp fakirlere ve muhtaçlara vermek üzere zekâtı farz kıldığını haber ver. Ancak onların malların en iyilerini ve en kıymetlilerini seçip almamaya dikkat et.

Yâ Muaz! Sakın mazlumun bedduasını almayasın. Çünkü mazlum ile Allah arasında perde yoktur.

Buhârî 1413/1992. el-Câmi’u’s-sahîh, I-VIII, İstanbul, “Megâzî”, 60.

Muaz b. Cebel Hz. Peygamber’e: “Yâ Resulallah! Bana nasihatte bulunur musunuz?” diye ricada bulundu. Hz. Peygamber ona: “Yâ Muaz! Her nerede olursan ol, Allah’tan kork! İşlediğin bir günahın arkasından hemen bir iyilik yap ki onu imha etsin. İnsanlara güzel bir şekilde muamele et” buyurdular.

Ahmed b. Hanbel 1413/1992. Müsned, I-VI, İstanbul, V, 236.

Hz. Peygamber Muaz b. Cebel’i ve Ebû Mûsâ el-Eş’arî’yi Yemen’e gönderirken ikisine şu tavsiyede bulundu: “Kolaylık gösteriniz, zorluk çıkarmayınız; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle iyi geçininiz!”

Buhârî 1413/1992. el-Câmi’u’s-sahîh, I-VIII, İstanbul, “Megâzî”, 60. 
Çeviren: Abdülkerim Özaydın – Casim Avcı