17. Huneyn Gazvesi

Mekke’nin fethinin ardından 8 (630) yılında Hz. Peygamber ile Hevâzinliler arasında meydana gelen bu savaş Kur’ân-ı Kerîm’de adı zikredilen iki gazveden biridir (diğeri Bedir Gazvesi). Câhiliye döneminden beri Kureyş’e düşmanlık besleyen Hevâzinliler aynı kabileye mensup olması itibariyle Hz. Peygamber’e ve onun getirdiği İslâmiyet’e de düşman kesilmişlerdi. Bundan dolayı Kureyş’ten sonra Hz. Peygamber’in en önemli hedeflerinden biri olmuştur. Hz. Peygamber hedefini gizleyerek 6 Şevval 8 (27 Ocak 630) tarihinde 12.000 askerle yola çıkmıştır. 11 Şevval 8 (1 Şubat 630) günü başlayan savaşta Müslümanlar sayılarının çokluğuna bakarak zaferin kesin olduğuna inanıyorlardı. Ancak savaşın başlangıcında düşmanın kurduğu pusuya düşerek bozguna uğradılar ve geri çekilmek zorunda kaldılar. Ancak Hz. Peygamber’in kararlı tutumu ve Müslümanlara yaptığı çağrı üzerine tekrar hücuma geçerek büyük bir zafer kazandılar. Kur’ân-ı Kerim’de bu savaşın başlangıcındaki bozguna, 12.000 kişilik ordudan gurur duyan Müslümanların kendilerine güvenip böbürlenmelerinin sebep olduğu belirtilir:

“Andolsun ki Allah, birçok yerde (savaş alanlarında) ve Huneyn savaşında size yardım etmişti. Hani çokluğunuz size kendinizi beğendirmiş, fakat sizi hezimete uğramaktan kurtaramamıştı. Yeryüzü bütün genişliğine rağmen size dar gelmişti, sonunda (bozularak) gerisin geri dönmüştünüz” (Kur’ân 9: 25).

Kur’ân-ı Kerim’de savaş sonunda kazanılan zafere de işaret edilerek şöyle buyurulur:

“Sonra Allah, Resûl’ü ile müminler üzerine sekînetini (sükûnet ve huzur duygusu) indirdi, sizin görmediğiniz ordular (melekler) gönderdi de kâfirlere azap etti. İşte bu, o kâfirlerin cezasıdır” (Kur’ân 9: 26).

Hz. Peygamber Hevâzinlilerden elde edilen esir ve ganimetleri ashabı arasında paylaştırdı ve müellefe-i kulûb denilen, kalpleri İslâm’a ısındırılmak istenen kişilere daha fazla pay verdi. Bu sırada bir Hevâzin heyeti gelerek Müslüman olduklarını belirttiler ve mal ve esirleri geri istediler. Hz. Peygamber esirleri iade etti. Esirler arasında yer alan süt kardeşi Şeyma’yı da hediyelerle kabilesine gönderdi. Bazı rivayetlerde ganimet olarak alınan malların da iade edildiği nakledilir.

İbn Hişâm 1355/1936. es-Sîretü’n-Nebeviyye, nşr, Mustafa es-Sekkâ ve dğr., I-IV, Kahire, III-IV, s. 440 vd. 
İbn Sa’d 1388/1968. et-Tabakâtü’l-kübrâ, nşr. İhsan Abbas, I-IX, Beyrut, II, s. 149 vd. 
Çeviren: Abdülkerim Özaydın – Casim Avcı