3. Bölüm: Bilimle İlgisi Olmayan Milletler

Bilime ilgi göstermeyen milletlerin en önemlileri Çinliler ve Türklerdir. Çinliler en kalabalık millettir. En zengin krallığa ve en geniş topraklara sahiptirler. Göksel ekvatorla kuzeyde yedi iklim arasında yer alan meskûn dünyanın doğu ucuna yerleşmişlerdir. Zanaatta ve resim sanatında diğer milletleri geçmişlerdir. Ürettiklerini mükemmelleştirmede, işlerini geliştirmede ve külfetli işleri yaparken dayanışma konusunda uzmanlaşmışlardır.

Türkler de aynı şekilde geniş bir nüfusa ve zengin bir krallığa sahip bir millettir. İslam krallığının şehirlerinden Horasan’ın doğusuyla, Çin’in batısı ve Hindistan’ın kuzey bölgeleri ile meskûn dünyanın uçlarına kadar olan bölgenin arasında yerleşmişlerdir. Türkler, en yetenekli süvari ve taktisyenlere sahip olmaları, silah yapma ve savaşma yetenekleri ile diğer milletlerden ayrılırlar. Mızrak atmada, kılıç kullanmada ve ok fırlatmada en keskin gözlere sahiplerdir.

Bilime ilgi göstermeyen geri kalan tabakat, insandan çok hayvana benzerler. Bunlardan en uç kuzey ve yedi iklimle meskûn dünyanın sonunda yaşayan bazıları, Güneş’e uzak olmanın sıkıntısını çekerler. Orada hava daima soğuk ve gökyüzü daima bulutludur. Neticede onlar soğuk ve kaba bir yaradılışa sahiptirler. Sonuç olarak bedenleri çok iri, renkleri beyaza çalan ve saçları sarkık insanlardır. Onlar anlama kabiliyetlerini ve algılama yeteneklerini kaybetmişlerdir. Cehalet ve tembellik onları ele geçirmiş ve aptallık ve yetersizlik onları kuşatmıştır. Bunlar, Slavlar, Bulgarlar ve komşu halklardır.

Bu sınıfta ayrıca, meskûn dünyanın güney sınırında ve göksel ekvator çizgisine yakın olan bölgede yaşayanlar da bulunmaktadır. Güneş üzerlerinde uzun süre etkili olduğu için, orada hava da, iklim de sıcaktır: Bu yüzden sıcakkanlı ve coşkulu insanlardır. Renkleri siyaha çalar ve saçları kıvırcıktır. Neticede, tahammül seviyelerini ve algılarındaki dengeyi kaybetmişlerdir. Aptallık ve cehalet tarafından ele geçirilmişlerdir. Bunlar, Etiyopya, Nubya, Zinc etrafında yaşayan Sudan halkı ve diğerleridir.

Celaliler (Galisyalılar ve Asturialılar), Berberiler ve bu sınıfa ait olan Batı’nın geri kalan milletlerine Allah, C.C., onlara sadece despotluk, cehalet, adaletsizlik ve şiddet gibi özellikleri bahşetmiştir. Kuzeyin ve güneyin uzak sınırlarına yerleşmemiş olmalarına rağmen, sert iklim koşullarıyla cezalandırılmışlardır. Aslında bu milletlerin yaşam alanı ılıman iklim kuşağına yakındır. Galisyalılar beşinci iklimin batı bölümünde ve komşularından bazıları da altıncı iklim bölgesinde yaşarlar. Berberiler üçüncü ve dördüncü iklimlerin sınırı olan ikinci iklim bölgesinin batısında yaşarlar. Allah merhametini istediğine ve inayetini de isteyenlere bahşeder.

Bu sınıfın daha önce hiçbir gruba dahil edilmeyen diğer halkları, cehaletleriyle daha önce bahsedilen halklara benzerler. Farklı sınıflara ve benzemeyen ortak noktalarına (cehalet) rağmen aynı sınıfa aittirler ve aynı ifadelerle tanımlanabilirler. Onlar hiçbir zaman bilgeliği araştırmamışlar ve felsefe çalışmaları yapmamışlardır. Ancak, bu halkların çoğu kentlerde yaşamaları na rağmen, hizmetlileri kırsal alanlarda yaşarlar. Doğuda, Batıda, Güneyde veya Kuzeyde nerede olurlarsa olsunlar, kraliyet hükümleri ve ilahi kurallar tarafından yönetilirler. Bu insani kurumları reddeden ve bu akılsal kanunların dışında yaşayan halklar ise, çöllerde ve vahşi doğada yerleşik olan Bajah fukaraları, Gana barbarları, açgözlü Zincliler ve onlara benzeyenlerdir