3. Hisse Sahipleri ve Payları: es-Secâvendî

Ferâiz ilminde yüzlerce müstakil eser bulunmakla birlikte Hanefî fakihi es-Secâvendî’nin el-Ferâizü’s-Sirâciyye’si ile Şâfiî fakihi İbnü’l-Mütefennine er-Rahbî’nin er-Rahbiyye’si meşhur olmuş, bu ilimde kaleme alınan temel metinlerden sayılmışlardır. Tam adı Ebû Tâhir Muhammed b. Abdirreşîd es-Secâvendî (ö. 596/1200) olan müellifin eseri, farklı mezhebe mensup alimler tarafından da kendisi üzerine yazılan yüzlerce şerh, hâşiye, muhtasar, manzum eser sebebiyle ferâiz ilminde geniş bir literatür oluşmasını sağlamıştır. es-Sirâciyye’nin en meşhur şerhleri olarak Seyyid Şerif el-Cürcânî’nin Şerhu’s-Sirâciyye’si ile Mahmûd b. Ebû Bekr el-Kelâbâzî’nin Dav’üsSirâc’ı zikredilebilir.

Peygamber (sav) şöyle dedi: “Ferâizi öğreniniz ve öğretiniz. Çünkü o, ilmin yarısıdır.” Miras bırakanın terekesine terettüp eden hukuk dört tanedir. Bunlar, aşırı israf ve cimriliğe kaçmaksızın cenazeyi tekfin ve teçhiz, kalan malından borçların ödenmesi, kalan terekenin üçte birini aşmayacak şekilde vasiyetlerin yerine getirilmesi, kitap, sünnet ve icmaya göre kalan terekenin mirasçılar arasında taksim edilmesidir. Terekenin taksim edilmesinde dereceler şöyledir: Ashâbü’l-ferâiz mirasçılarla başlanır. Bunlar hissesi Allah’ın kitabında belirli olan mirasçılardır. Daha sonra nesep yönünden asabe hısımlar alır. Asabe akraba, yalnız bulunduğunda terekenin tamamını, ’ashâbü’l-ferâiz’le (hisse sahibi mirasçılar)bulunduğunda kalanı alan akraba mirasçılardır. Daha sonra ise sebep yönünden asabeler gelir. Bu mevle’l-ataka (köleyi hürriyetin kavuşturan kadın veya erkektir) ve onların asabesi gelir. Daha sonra kalanın nesep yönünden hisse sahibi mirasçılara, hisseleri oranında “redd yapılması” (tekrar paylaştırılması), akabinde de “zevi’l-erhâm” (rahim sahibi hısımlar) ve mevle’l-muvâlât (kişinin, yanında Müslüman olduğu kişi, bu bağa “velâü’l-muvâlât” denmektedir) gelir. Devamında da kendisi hakkında nesep ikrarında bulunulan kimse ile terekenin tamamı kendisine vasiyet edilen “mûsâ leh” (kendisine vasiyet yapılan kişi) ile beytü’l-mal gelir.

Miras bırakan ile vâris arasında miras engelliği durumları dört tanedir. Bunlar, kişinin köle olması (tam veya eksik kölelik de olabilir), öldürme (kefâret gerektiren veya kısas gerektiren), din farklılığı ile ülke farklılığıdır. Gerçekte harbî ile zımmî farklı ülkelerden sayıldığı gibi İslam ülkesine eman ile hakikaten veya hükmen müstemen, zımmî veya harbiler farklı ülkelerden kabul edilir...

Allah’ın kitabındaki belirli hisseler altı tanedir. Bunlar, yarım, dörtte bir, sekizde bir, üçte iki, üçte bir ve altıda birdir. Hisse sahibi mirasçı kadın sekiz tanedir. Bunlar, miras bırakanın karısı, kız çocuk, oğlun kızı (oğlun oğlun kızı gibi daha aşağı derecedekiler), anne baba bir kız kardeş, baba bir kız kardeş, anne bir kız kardeş, anne, sahih ninedir (sahih nine, kendisiyle miras bırakan arasında fâsit dede girmeyen kişidir). Ashâbü’l-ferâizin payları şöyledir. Babanın payına gelince, üç hali vardır. Bunların ilki sadece farz hisse almasıdır. Bu sadece miras bırakanın oğluyla bulunduğundaki halidir. Farz ve asabelikle hisse almasıdır. Bu da miras bırakanın kız çocuğu ve oğlunun kız çocuğuyla bulunduğunda olur. Üçüncüsü de sadece asabe olarak mirasçı olmasıdır. Miras bırakanın çocuğu veya daha aşağı derecede oğlunun çocuğu olmadığında baba asabe yoluyla mirasçı olur. Dede de baba gibidir. Sadece dört hal bunun dışındadır. Bu halleri inşallah daha sonra ilgili yerlerinde zikredeceğiz. Dede terekeden babanın bulunmasıyla düşer. Çünkü miras bırakana yakınlıkta dedeye göre baba asıldır. Dede sahih dede olmalıdır. Sahih dede, miras bırakanla arasında anne bulunmayan dedeye denilir. Anne bir kardeşlere gelince onların üç hali vardır. Anne bir kardeş yalnız bulunduğunda terekeden altıda bir hisse, iki veya daha fazla olduklarında ise üçte bir hisse alırlar. Anne bir kardeşler kız veya erkekli olduklarında terekeyi eşit bir şekilde paylaşırlar. Anne bir kardeşler miras bırakanın çocuğunun, oğlunun çocuğuyla daha aşağıda oğlunun çocukları bulunduğunda, baba ve dede ile bulunduklarında terekeden hacbolurlar. Koca ise miras bırakanın çocuğu olmadığında terekenin yarısını, çocuğu, oğlunun çocuğu ve daha aşağı derecede oğlunun çocukları bulunduğunda ise terekenin dörtte birini alır. Kadınların hisselerine gelince miras bırakanın karısının iki hali vardır. İlki dörtte birdir. Miras bırakanın çocuğu, oğlunun çocuğuyla daha aşağı derecelerde oğlunun çocukları bulunmadığında terekenin dörtte birini alır. İkincisi de sekizde bir almasıdır. Miras bırakanın çocuğu, oğlunun çocuğu ile daha aşağı derecede oğlunun çocukları bulunduğunda miras bırakanın karısı terekenin sekizde birini alır. Kız çocukların halleri ise üç tanedir. İlki yalnız bulunduklarında terekenin yarısını almaları şeklindedir. İki ve daha fazla olduklarında terekenin üçte ikisini alırlar. Miras bırakanın anne ve babasıyla bulunduklarında ise terekenin altıda birerini alırlar. Oğlun kızlarının paylarına gelince onlar da miras bırakanın kızları gibidir. Altı farklı halleri vardır. İlki miras bırakanın oğlu ve kızı bulunmadığı durumda terekenin yarısını alırlar. İki veya daha fazla olduklarında miras bırakanın kız çocukları bulunmadığında ise terekenin üçte ikisini alırlar. Oğlun kızları tek bir kız çocukla bulunduklarında ise terekeden kadınların hisselerini üçte ikiye tamamlamak için altıda bir alırlar. İki kız çocukla bulunduklarında ise mirasçı olmazlar. Sadece kendi derecelerinde onları asabe yapacak erkek olduğunda mirasçı olurlar. Eğer miras bırakan farklı derecelerde oğlun kızlarını geride bırakırsa, yine aynı şekilde üç tane oğlun oğlunun kızlarını farklı derecelerde bırakırsa ve yine üç tane farklı derecelerde oğlun oğlun oğlunun kızlarını geride bırakırsa bunun taksimi şöyle gösterilir...

Anne baba bir kız kardeşlerin halleri ise beş tanedir. Yalnız bulunduğunda anne baba bir kız kardeş yarım hisse alır. İki veya daha fazla olduğunda terekenin üçte ikisini alırlar. Sadece bir tane anne baba bir kız kardeş varsa baba bir kız kardeşler terekenin altıda birini alırlar. Bunu kadınların alacakları hissenin terekenin üçte ikisine tamam olması için alırlar. Baba bir kız kardeşler iki tane anne baba bir kız kardeşle bulunduklarında ise miras bırakana mirasçı olamazlar. Fakat kendi derecelerinde erkek kardeşleri olduğu durumda erkek kardeşleri onları asabe yapar ve terekenin kalanını erkek kardeşin iki kız kardeş hissesi alacağı şekilde paylaşırlar. İster anne baba olsunlar iste baba bir olsunlar tüm kardeşler miras bırakanın oğluyla, oğlunun oğluyla ve baba ile ittifakla terekeden sâkıt olurlar. Ebû Hanîfe’ye göre kardeşler hangi dereceden olurlarsa olsunlar dedeyle bulunduklarında da terekeden sâkıt olurlar. Baba bir kardeşler de yine anne baba bir erkek kardeşle bulunduklarında terekeye mirasçı olamazlar. Yine öz kız kardeşle öz erkek kardeş asabe oldukları ve terekenin kalanını aldıkları durumda da baba bir kardeşler mirasçı olamazlar. Annenin terekeden alacağı paylara gelince bunlar üç tanedir. Miras bırakanın çocuğuyla, oğlunun çocuğuyla ve daha aşağı derecede bulunan oğlunun çocuklarıyla bulunduğunda anne terekeden altıda bir hisse alır. Hangi yönden olurlarsa olsunlar miras bırakanın iki veya daha fazla kardeşiyle bulunduğunda da terekeden altıda bir oranında hisse alır. Çocuklar ve iki veya daha fazla kardeşler olmadığında ise terekeden üçte bir hisse alır. Miras bırakanın karı kocasıyla bulunduğu iki meselede ise terekenin tamamı üzerinden üçte bir alamaz, karı veya kocanın hissesini almasından sonra kalan üzerinden üçte bir hisse alır. Bu iki hal (mesele) şöyledir: Koca, anne, baba ile miras bırakanın karısı, anne ve babanın bulunduğu durumdur. Eğer bu meselelerde babanın yerinde dede bulunmuş olsaydı anne terekenin tamamı üzerinden üçte bir hisse alacaktı. Nine ise ister anne tarafından olsun ister baba tarafından olsun terekeden altıda bir oranında hisse alır. Aynı derecede birden fazla nine oldukları durumda da altıda bir hisseyi paylaşırlar. Tüm cihetlerden nineler annenin mirasçı olarak bulunmasıyla terekeden hacbolurlar. Baba tarafından nineler yine mirasçılar arasında babanın bulunmasıyla hacbolurlar. Hangi cihetten olursa olsun miras bırakana yakın derecede bulunan nine uzak derecede bulunan nineyi terekeden hacbeder. İster mirasçı olsun yakın derecedeki nine ister uzak olsun hacbeder...

Başkasıyla bulunduklarında onunla asabe olarak mirasçı olan kadınlar (asabe bi-gayrihi) dört tanedir. Terekeden yarım ve üçte iki alan kadınlar kendi derecelerinde erkeklerle birlikte bulunduklarında asabe olurlar. Bu durumda farz hisse alamazlar. Bunların dışındaki kadınlar ise kendi derecelerindeki erkeklerle asabe olarak mirasçı olamazlar. Örneğin amca, teyze ile birlikte bulunduğunda teyze asabe olarak mirasçı olamaz. Teyze terekeye mirasçı olmaksızın terekenin tamamını burada amca alır. Kadınların kadınlarla bulunduklarında asabe olacakları durum ise asabe maa-gayrihi olarak isimlendirilmektedir. Bir kadının başka bir kadınla birlikte bulunduğunda terekenin kalanını alması asabe maa-gayrihi olarak isimlendirilmektedir. Kız çocukla birlikte kız kardeşin bu şekilde asabe olması gibi. En son derecedeki asabe ise mevle’l-ataka ve onun asabesidir. Bu sıralama yukarıda saydığımız tertibe göredir. Peygamber (sav) “mevle’l-ataka” ile olarak, “Velâ (efendinin köleyi azat etmesi neticesinde oluşan bağ), nesep bağı gibi bir bağdır.” şeklinde buyurmuştur...

Secâvendî, 1957/1376. es-Sirâciyye fi’l-Ferâiz, Deoband, Kütüphâne-i İmdâdiye, s. 1-53. 
Çeviren: Abdurrahman Yazıcı - Reşadet Ahmadov