3. Hz. Peygamber’in İlk Cuma Hutbesi

Hz. Peygamber hicret sırasında Kubâ’dan Medine’ye giderken Sâlim b. Avf oğullarının ikamet ettiği Ranûna vadisinde ilk Cuma namazını kıldı. Burada verdiği hutbede Allah’a hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurdu:

“Ey İnsanlar! Kendiniz için âhiret azığı hazırlayınız ve onu önceden gönderiniz. Bildiğiniz gibi ölecek ve sürünüzü çobansız bırakacaksınız. Sonra âlemlerin rabbi herkese ’Benim Resûlüm gelip de size buyruklarımı ulaştırmadı mı! Ben size mal verdim; ihsanda bulundum. Siz bu nimetlerden âhiret için pay ayırdınız mı?’ diye soracak, insanoğlu sağına ve soluna bakacak, hiçbir şey göremeyecek. Sonra önüne bakacak ve orada sadece Cehennemi görecek. Öyle ise yarım hurma ile de olsa Cehennemden kendisini korumak isteyen hemen hayır işlesin. Onu bulamayan da güzel bir sözle kendisini korumaya çalışsın. Çünkü bir iyiliğe on katından yedi yüz katına kadar sevap verilir. Allah’ın selamı, rahmet ve bereketi üzerinize olsun.”

Hz. Peygamber’in diğer bir hutbesi şöyledir:

“Hamd Allah’a mahsustur. Allah’a hamd eder ve ondan yardım dilerim. Nefsimizin kötülüklerinden ve kötü amellerimizden Allah’a sığınırız. Allah’ın hidayete erdirdiğini kimse doğru yoldan saptıramaz. Onun saptırdığını da hiç kimse hidayete ulaştıramaz. Şahitlik ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur. O birdir; onun asla ortağı yoktur. Sözlerin en güzeli Yüce Allah’ın kitabıdır. Allah kimin kalbini Kur’ân’la süsler ve ona hidayet nasip eder ve o da Allah’ın kelamını insanların sözlerinden üstün tutarsa o kimse gerçek kurtuluşa ermiştir. Çünkü Kur’ân sözlerin en güzeli ve en etkileyicisidir. Allah’ı bütün kalbinizle seviniz. Allah’ın sevdiklerini de seviniz. Allah’ı her zaman zikrediniz ve onun yüce kelamını gönülden gelerek okuyunuz. Çünkü o, Allah’ın yarattığı her şeyin en güzelini seçip ayıran bir rehberdir. En güzel amellerden, en seçkin kullardan, en güzel kıssa ve sözlerden bahseder. Helal ve haramı açıklar. Artık Allah’a ibadet ediniz. Ona hiçbir şeyi ortak koşmayınız. Allah’tan layıkı vechile korkunuz. Allah’ı en güzel sözlerle tasdik ediniz. Allah için birbirinizi seviniz. Şüphesiz Allah ahdinin bozulmasına gazap eder. Allah’ın selamı üzerinize olsun.”

Diğer bir rivayete göre Hz. Peygamberin ilk hutbesi şöyledir:

“Allah’a hamd olsun. O’na hamd eder, ondan yardım dilerim. O’ndan mağfiret ve hidayet isterim. O’na inanır ve tasdik ederim. O’nu inkâr edenlerin karşısında dururum. Allah’tan başka ilah olmadığına, O’nun bir olduğuna ve ortağı bulunmadığına şahadet ederim. Hiç şüphesiz Muhammed onun kulu ve elçisidir. Cenâb-ı Hak onu peygamberlerin gelmediği, ilmin azaldığı, insanların sapkınlığa düştüğü, vahyin kesildiği, kıyametin yaklaştığı bir sırada Allah onu tam bir hidayet, bir nur ve öğütle göndermiştir. Kim Allah’a ve resûlüne itaat ederse doğru yolu bulmuştur. Kim isyan ederse apaçık bir sapıklığa düşmüştür. Size Allah’tan korkmayı tavsiye ederim. Zira bir Müslümanın diğer bir Müslümana yapacağı en güzel tavsiye onu takvaya ve âhiret hayatını kazanmaya teşvik etmesidir. Allah’ın sizi sakındırdığı şeylerden sakınınız. Bundan daha hayırlı bir nasihat, daha faziletli bir öğüt olamaz. Rabbinden korkarak huşû içinde ibadet eden ve âhiret hayatını önceleyen bir kimse için bundan daha güzel bir yardım olamaz. Kim gizli ve açık her işinde Allah’ın rızasını gözetirse dünyada hayırla yâd edilir; öldükten sonra da dünyada iken yapmış olduğu hayır onun en sıkıntılı anında kendisine azık olur. Bunun dışında yaptığı davranışlara gelince, onlarla kendi arasında olabildiğince mesafe koymak ister. Allah sizin kendisinden sakınmanızı ister. Allah kullarına çok esirgeyici ve merhametlidir. Andolsun ki, Allah sözünde durur, vadini yerine getirir ve asla sözünden caymaz. Çünkü Allah Kur’ân’da şöyle buyuruyor: Ben sözümden caymam ve kullarıma asla zulmetmem (Kur’ân 50:28-29). Şimdi ve daha sonra, gizli ve açık yapacağınız bütün işlerde Allah’tan korkunuz. Kim Allah’tan korkarsa Allah onun günahlarını bağışlar ve sevabını kat kat artırır. Kim Allah’tan korkarsa büyük bir kurtuluşa ermiştir. Çünkü takva insanı Allah’ın azabından ve gazabından korur. Hiç şüphesiz takva insanların yüzlerini ağartır, Allah’ı hoşnut eder ve insanların derecesini yükseltir. Dünyadaki nasibinizi alınız, fakat asla aşırıya kaçmayınız. Allah doğruları ve yalancıları bilesiniz diye size kitabını göndermiş ve doğru yolu göstermiştir. Allah size nasıl ihsan ettiyse siz de başkalarına ihsanda bulununuz. Allah’ın düşmanlarına düşman olunuz. O’nun yolunda hakkıyla cihad ediniz Allah sizi seçip Müslüman diye isimlendirdi. Helak olacak olan bilerek helak olsun, doğru yolu takip edenler de bilerek takip etsin. Allah’tan başka kuvvet ve kudret sahibi yoktur. Allah’ı çokça zikrediniz. Bugünden sonrası için de çokça çalışınız. Kim Allah yolundan giderse Allah da onun insanlarla ilişkilerini düzeltir. Çünkü Allah insanlar üzerinde hâkimiyet sahibidir. İnsanların Allah karşısında hiçbir güç ve kudreti yoktur. Allah en yücedir. O’ndan başka kuvvet ve kudret sahibi yoktur.”

Diğer bir hutbe şöyledir:

“Ey insanlar! Ölmeden önce tevbe ediniz. Derdinizin başınızdan aşacağı gün gelmeden salih ameller işleyiniz. Gizli ve açık Allah’ı çokça zikrederek ve çokça sadaka vererek Allah’a bağlılığınızı sürdürünüz. Eğer böyle yaparsanız Allah da size rızkınızı verir, size yardım eder ve her türlü ihtiyacınızı karşılar. Biliniz ki, Cenâb-ı Hak bulunduğum bu yerde, bugünden itibaren kıyamete kadar Cuma namazını farz kılmıştır. Kim benim sağlığımda veya benden sonra, âdil veya zorba bir hükümdarları olduğu halde Cuma namazını ehemmiyetsiz görerek veya inkar ederek terk ederse Allah onun iki yakasını bir araya getirmesin. Hiçbir işi yolunda gitmesin. Dikkat edin! Tevbe etmedikçe onun ne namazı, ne zekâtı, ne haccı, ne orucu ve ne de yaptığı iyilikler kabul edilecektir. Ancak tevbe ederse Allah onu bağışlar.”

İbn Mâce 1413/1992. es-Sünen, I-II, İstanbul, “İkâmetü’s-salât”, 78.  
Çeviren: Abdülkerim Özaydın – Casim Avcı