Hz. Peygamber’in Amr b. Ümeyye ed-Damrî eliyle Necâşî’ye gönderdiği İslâm’a davet mektubu şöyledir:
“Bismillâhirrahmanirrahîm. Allah’ın elçisi Muhammed’den Habeş Necaşisi Ashame’ye. Kendisi’nden başka ilah bulunmayan gerçek Melik (hükümdar), Kuddûs (mukaddes) , Selâm, Mü’min ve Müheymin (koruyucu ve kurtarıcı) olan Allah’a hamd ederim. Tasdik edip şahadet ederim ki; Meryem oğlu İsa Allah’ın Ruhu ve Kelime’sidir. Bu kelime kendisine dokunulmamış olan Meryem’e ilka edilmiştir. Böylece Meryem İsa’ya hamile kalmış, Allah Ruh ve Nefesinden olmak üzere Âdem’i nasıl yarattıysa onu da öylece yaratmıştır. Seni tek olan, eşi ve ortağı bulunmayan Allah’a davet ediyorum. O’na itaat konusunda karşılıklı yardıma çağırıyorum. Beni takib et, bana uy ve bana gelen şeye iman et. Muhakkak ki ben, Allah’ın Resûlüyüm. Bu nedenle seni ve etrafında bulunan askerlerini Allah’a iman etmeye çağırıyorum. Nasihat ve sözlerimi kabul etmenizi tavsiye ederim. Amca tarafından yeğenim olan Cafer’i yanında az sayıda Müslüman grubuyla beraber sana doğru yola çıkarıyorum. O sana ulaşır ulaşmaz gurur ve azameti bir kenara bırakıp onlara konukseverlik göster. Selam gerçek hidayet yolu üzerinde bulunanlara olsun”.
Muhammed Hamidullah 1965. el-Vesâiku’s-siyâsiyye, Beyrut, s. 100.
Necâşî elçiyi iyi karşılamış ve Müslüman olduğunu belirterek Hz. Peygamber’e şu cevabî mektubu göndermiştir:
“Bismillâhirrahmanirrahîm. Allah’ın elçisi Muhammed’e, Necâşî Ashame b. Ebcer’den. Ey Allah’ın elçisi! Kendisinden başka ilah olmayan ve beni İslâm’la şereflendiren Allah’ın selamı, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun. Hz. İsa’dan bahsettiğin mektubun bana ulaştı. Göğün ve yerin rabbine andolsun ki, İsa senin anlattığın gibidir. Bize gönderdiğin mesajı aldık. Amcazâdeni ve arkadaşlarını ağırladık. Ben senin Allah’ın elçisi olduğunu tasdik ederek şahadet ediyorum. Amcazâdene ve arkadaşlarına sana olan bağlılığımı bildirdim. Onun huzurunda âlemlerin rabbi olan Allah için Müslüman oldum. Sana oğlum Urha’yı gönderiyorum. Ben sadece kendimden sorumluyum. Ey Allah’ın elçisi! Gelmemi istersen gelirim ve senin her sözünün hak olduğuna şahadet ederim. Selâm sana Yâ Resûlallah!”
Muhammed Hamidullah 1965. el-Vesâiku’s-siyâsiyye, Beyrut, s. 104–105.
Daha sonra Necâşî’nin vefat haberini öğrenen Hz. Peygamber gıyâbî cenaze namazı kılmıştır.
Çeviren: Abdülkerim Özaydın – Casim Avcı