Varlıklardan tam olan, varlığı sürekli olandır. Varlığı sürekli olan da ebedî bir varlığa sahip (bâki) olan varlıktır, mükemmellik sayesinde kalıcı olan nimetlerin hiçbirisi senden ayrılmaz, çünkü böyle bir mükemmellikle sen sürekli olarak Tanrı’nın feyzini almaya yatkınlık kazanırsın ve ona öyle bir şekilde yaklaşırsın ki, onunla seni ayıran bir perde konusu olamaz. İşte en yüksek derece ve en yüce mutlu budur.
Bir insan, kendi özünü mükemmelleştirmede ve yükselerek eksiklerini tamamlamada bu dereceyi elde edemezse, onun durumu, yok olma, değişikliğe uğrama ve tamamlama imkânı bulunmayan eksiklikler bakımından öteki canlılar ve bitkiler gibi olur, ebedî hayatı ve sonsuz nimeti kazanamaz, Rabbı’nın katına yükselemez ve onun cennetine giremez.
Orta derecede bilgi sahiplerinden bu durumu düşünemeyen ve bunun ilmine ulaşamayanlar kuşkulara düşerler. Bu yüzden onlar, insanın bedenî bileşimi bozulunca onun öteki canlılar ve bitkilerde olduğu gibi, yok olup gideceğini sanırlar ve böylece gerçek inançtan uzaklaşmış, hikmet ve dinden ayrılmış olurlar.
İbn Miskeveyh, Ahlâkı Olgunlaştırma, Çev. A. Şener, C. Tunç, İ. Kayaoğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara 1983, s. 40–47