Allah’ın hükümleri, işlerin yürütülmesi için en uygun olanıdır. İlâhî hükümlerin bütün işlerle kaynaşması, insanların siyâsetle, idarî işlerle meşgul olmasına rağmen bu hükümlerden uzaklaşmalarını, yüz çevirmelerini önler. Hukukçularca, ilâhî hükümlerdeki hukûkî yolların bilinmesi, onlardan istifâde, yerine getirilmesi gerekli olanların yerine getirilmesi için, kaza işlerinin çözümünde, adaletin tevziinde hakkâniyet ve nısfet esaslarının araştırılması, bu esaslara uyulması için gerekli olan işlere giriştim ve bu konuda bir kitap yazdım. Allah’tan bana yardımcı olmasını, başarıya ve doğruluğa ulaştırmasını dilerim. O, bana kâfîdir.
Bundan sonra, şüphesiz ki Allah gönderdiği dinden idarî hükümlerin, kâidelerin çıkması uygun olan görüşte fikirlerin birliği için Peygamberin (sav) şerefli bir ümmeti olan Müslümanlara kudretini açıkladı, güzellikleri saydı, kendi hoşnutluğunun nerede olduğunu gösterdi. Onun kuralları siyâsî, idarî işlerin yürütülmesi, İslâm toplumunun her türlü ihtiyaçları için yeterlidir. Hilâfet bu hükümlerin yürütülmesi için Devletin temel müessesidir. Milletin uyacağı kaidelerin tatbiki ancak onun başta bulunması ile mümkündür. Devlet Başkanı âmmenin işlerini tesbitte, yürütmede, topluluğun yararına olan işleri yapmada bu kurallara başvurur ve ancak onlarla yürütebilir. İşlerin yürütülmesi, yerine getirilmesi ânında özel bir takım idare şekilleri ortaya çıkar. Bu bakımdan bölümlerin birbiriyle olan ilişkisine dikkatle, göndermeler yaparak idare hükümlerinin sıraya konulması gerekmiş, devlet başkanı İmâm’ın hukûkî durumu, hükümleri ilk olarak ele alınmıştır. Devlet başkanlığının hukûkî durum ve hükümlerini âmme ve idâre hukûku kâidelerini içine alan bu kitap yirmi bölümden ibârettir.
el-Mâverdî 1396/1976. el-Ahkâmü’s-sultâniyye (İslâm’da Hilâfet ve Devlet Hukuku), Çev. Ali Şafak, İstanbul: Bedir Yayınevi, s. 3, 4, 7–9.