15. yüzyılda Amerika kıtasının bulunmasına değin klasik dünya Afrika, Asya ve Avrupa'dan (Afraspa) oluşan üç kıta ile, onların uzantısı kara parçalarının, çeşitli kara ve su yollarıyla Akdeniz'de buluştuğu bir siyasi-iktisadi bütünlüktü. Bu bütünlüğün oluşmasında iktisat güdümlü çıkar kavgalarının yanı sıra çeşitli sebeplerle meydana gelen göçler, akrabalık ve din bağlarının önemli rolü olmuştur Çeşitli nedenlerle çatışmaların daha yüksek olduğu Afraspa'nın doğu Akdeniz'de buluşan orta bölgesi, aynı zamanda kültürel bir bütünlük ifade eder Afraspa milattan binyıllar öncesinde gerek kuzey-güney ekseninde Hititler ile Mısırlılar arasında, gerekse doğu-batı ekseninde Persler ile Helenler arasında ikiye bölünmüştür Ancak bölünme, bir bakıma paradoksal niteliklidir; karşıt kutupların siyasi ve iktisadi çıkarları çoğu zaman birbiriyle çatışır, ancak siyasi ve iktisadi faydaları elde etmeye yarayan bilgi ve inanç dokusu daima paylaşılmıştır. Söz konusu karşıt ama paylaşımlı siyasi yapıyı daha sonra İslam devletleri ile Bizans arasındaki ilişkide görüyoruz. Söz konusu eksenler üzerinde Keltlerin, Vandalların veya Hunların varlık gösterdiği bir gerçekse de onların Afraspa'nın bağlantısız kalan parçalarını iletişime geçirmek, demografik yapıları zenginleştirmek, siyasi kimliklerin yeniden düzenlenmesine yol açmak ve Hun istila- sıyla sınırlı olarak Katolik Avrupa'ya Moğol istilası fikrini vermesi dışında, medeniyete ilişkin dokuların oluşturulmasına doğrudan bir katkıda bulunmadıkları bir başka gerçektir. Afraspa'nın doğu Akdeniz'de odaklanan kesiti, neredeyse bütün küresel nitelikli fikir, buluş ve gelişmelerin yaşandığı bir medeniyet beşiği olmuştur İlginç bir şekilde bu kesit, aynı zamanda klasik dünya Afraspa'nın ticaret damarlarının, bir canlının kalbi gibi buluştuğu merkezidir Doğu Akdeniz'de buluşan bu ticaret damarları, tarih boyunca büyük devletlerin denetiminde olmuş, doğal olarak bu damarları denetimi altında tutan bir devlet, doğu Akdeniz ticaret sisteminin iktisadi getirisini, dolayısıyla Afraspa'nın siyasi iklimini elinde tutmuştur. Başka bir şekilde anlatmak gerekirse doğu Akdeniz'e hâkim olan bir devlet, bir dünya devleti olduğunu tescil etmiş demektir Afraspa havzasını 15. yüzyıla kadar seçeneksiz bir şekilde çekici kılan, mevcut gemicilik teknolojisiyle diğer denizlerde nakliyat yapmanın imkânsızlığının yanı sıra bu bölgenin üç kıtaya yayılan ticaret hacmiydi. Dikkat edileceği üzere Akdeniz ticaret havzasının her el değiştirmesi, büyük ve küresel nitelikli kavgaların sonucu olmuştur.
İslam'ın 7. yüzyılda yeni siyasi ve hukuki normlarla ortaya çıkışı, tarih boyunca siyasi ve iktisadi hareketliliklerin yaşandığı, çeşitli alış verişlerin bulunduğu Afraspa bölgesindeki yerleşik medeniyetler arasında, daha önce görülmeyen bir iletişim ağı yaratmıştır. Böylece Çin, Hindistan, Horasan, Afrika ve Avrupa'daki çeşitli ırkların, kültürlerin ve bilgeliklerin kaynaştığı bir ortam meydana gelmiştir.